6 Şubat 2010 Cumartesi

Modern Arıcılık

Maşallah diyelimde nazar deymesin
nazara inanan biride benim.
Selam arı dostları,
Resimler 04.Şubat.2010 perşembe gününden,
hava sıcaklığı +16 C°dereceydi.

Arılarımın ilk defa kovan dışına çıkarak dışkı boşaltmalarını
seyretmiş oldum,tabiki arıların önünde fazla durulmaz böyle
durumlarda.

Kolonilerin sonbahar bakımı doğru yapıldığında
arılarıma kış boyu hiç bir müdahale etmiyorum,çünkü
verdiğim besin onlara doğada yaşadıkları gibi olduğundan
kışın ne kek ne şurup nede vitamin veriliyor,bu uygulamalar
arıya faydalı değil zararlıdır,arının doğasında nasılsa
öyle davranmalıyız ve onları kışın rahat bırakarak
rahat kışlamalarını sağlamamız gereklidir.

bakın maşallah hiç bir şekilde arılara karışılmadı,
yinede güçlüler ben vitaminmi verdim hayır,
antibiotikmi verdim hayır,bazı kurallara uyulduğunda
bütün arı dostlarının aynı şekilde arılıkları olacağını
söyleyebilirim.

Bizim buralarda kış olmaz onun için kek veriyoruz diyenleri
duyar gibiyim ne oldu şimdi kar yağmadımı,
kek arılara kışın zarar verir,polenli ise iki
kat zarar verir,arı enerji için tükettiği yemi midesinde barındıramaz
çünkü arı şişer,dışkısını tutamaz bu kadar kolay anlatılır bu konu
ve sonunda kovan içine pisler çünkü baharda dışarı
dışkıamak için beklediği güzel gün gelmez,dayanamayan arı
kovan içine kaçırır ve temizlik görevi yapan işci arılar temizlerken
onlarada bulaşır yakın zamanda bütün koloni
nosema hastalığından zarar görür.



Kışın kek verildiğinde arıların invert etmeleri için
suya ihtiyaçları vardır,kışın su bulunmadığı içinde dışarı çıkarlar
ve bir daha geri dönemezler,doğada yaşayan arıları bir düşünün
onlara kışın kek veren varmı yok tabiki.
Bütün sezon boyu tek amaçları bal rezervelerini
tamamlayıp gerektiğinde bölünmek değilmi amaçları.
Arılar ne yaptığını bilen canlılar değilmi,biz insanlardan daha eski
bu dünyada yaşamışlar o zaman niye doğasında olmayan
şeyleri yaptırıyoruz onlara.

Kovanlarımın girişleri önden dar tutuluyor ama arka
kısımda tamamen açıktır,burada hava sıcaklığı -15 C°dereceye
 ulaştığında da altları açıktı,arılar zarar gördümü yok görmedi
neden arılar insanlar gibi değildirde ondan,onlar doğada
bir sistem oluşturmuşlar adıda salkım oluşturmak,
tek başlarına yaşayamayacaklarını biliyorlar onun için
salkım oluştuğunda salkımın içi önemli dışı devamlı değişen
hava şartlarına uyum sağlıyor ve yavru olmadığı için salkım merkezi
19 ile 20 C°derecede ısıtılıyor.
Salkım dışında isterse -10 C° derece olsun arılara
birşey olmuyor.
Bazı anlattığım uygulamaları tamı tamına yapılmadığı zaman
veya yarım yapıldığı zaman uygulamalar tesir etmiyor,neden
devamlı kendi başına buluşlar yapılması durumunda
kötü sonuçlar ile karşı karşıya gelinebiliniyor,
burda kimin hatası var değişik şekilde uygulayanın,
onun için tavsiyelerim bu yöndedir,deneyler yapmayınız.


varroa mücadelesi sonbaharda yapılmış,peşinden oksalik asit
damlatılmış,varroaya büyük darbe vurulmuş,onları tamamen yok
edemeyiz ama miktarlarını düşürerek arılarımıza zarar
veremiyecek hale getirdiğimizde kolonilerimizin yaşama
şanslarını bir hayli yükseltmiş oluruz.

Geçen sene yapay bölme ile yaptığım koloniler güzel gelişirlerse
eğer bala çalışan kuvvetli koloniler haline gelecekler
inşallah.


 ilk yaptığınız besin kontrollerinde,
eğer kolonilerin bal stokları yok ise başka kovandan fazla
bal stoğu olandan alarak ballı çıta veriniz,eğer
çoğunluğun bal stoğu yok ise sıvı besleme yapınız,
bunu ister şurup kutularında isterseniz poşet ile uygulayabilirsiniz,
sonuçta arıları açlıktan öldürmüş olmazsınız.
Arılara koyu sıvı verildiğinde hem su ihtiyaçları karşılanacak
hemde besinleri daha rahat invertlenecektir,çünkü
arı ağzında parçaladığı şekeri,parçalarkende
uçmadan da ömrünü tüketir ve erken ölür,
onun için invertlenmiş bal var ise bal verilmesi en uygunudur,
sadece çam balı ve kanola veya buna benzer bal teşitleri
olmamasına dikkat etmeniz gereklidir,çünkü çam balı
arının midesini bozar nosema tehlikesi doğar,
diğer bal ise petek gözlerinde çabuk sertleşerek
arının tüketmesini zorlaştırır.


 evet arılarımı mümkün olduğu kadar doğal bırakmaya
çalışıyorum,vitamin gibi şeyleri ben saçma buluyorum ve kendim
arılarımda kullanmıyorum,resimlerde de göründüğü gibi vitamine
yada başka şeylere arıların ihtiyacı yoktur.

arılarım uzun zamandır içlerinde biriktirdikleri dışkıyı
dışarı kovan dışına atınca zaten nosema tehlikeside bitiyor,
nosema olmaması için arılarınıza midesini bozacak
karışımlar vermeyiniz.


bu dışkıyı kovan dışına atamasaydı arı,şimdi
kovan içini pisletecekti sonuçlarını daha önce belirtmiştim.


benim arnımı tutturamadı ama çeketime nişan alınca
kaçamadım,hedef oldum tabiki.
Tatlı belalarım benim.


Kovanlarımın altı böyle tamamen açık şu an,arılara zararı varmı
yok tabiki,öncede belirttiğim gibi onları insanların
davranışı gibi görmememiz gerekli.

Kovan içinde böylelikle rutubet ve küflenme olmuyor,
ağ kurdu dahi havalandırması iyi olan kovanlarda barınamıyor,
arılar tarafından işgal edilmemiş çıtalarda mum kurdu
olabiliyor,ortam sıcak ise mum kurdu için ideal şartları oluşturuyor
ve üremesi hızla devam ediyor.


İki katlı kovanlarımın altlarıda açık böyle,
rutubet ve nem olmuyor.


ızgaranın üstündeki ölü arılar göründüğü gibi hepsi kurudur,
çünkü hava sirkulasyonu bu kovanlarda mükemmeldir,
normal kapalı kovanlarda kovan dibine düşen ölü arılar
nemli olurlar ve küflenmeye başlarlar.


Lahanaları merak eden arkadaşlar için çektim bu resimleri,
lahanalar dayanıklı çıktılar,çürümemişler soğuktan.


baya soğuk olduğu zamanlar dış yaprakları biraz zarar görmüş,
ama tamda bilmiyorum çiftci ne yapacak bu lahanalarla.



bayada çok lahana var,



çok güzel görünüyor,-15 C derece olduüu halde taze kalabilmiş.


lahana tarlası.


sürülmüş tarla,